OFM Antalya Hastanesi’nden sağlık turizmi atağı!
2017 yılından bu yana sağlık turizmi ile ilgili çalışmalarını sürdüren OFM Antalya Hastanesi, yurt dışı sağlık yatırımlarına kaldıkları yerden devam etme kararı aldı. Geçtiğimiz yıllarda Hollanda’da sağlık ofisi açan hastane, kovid nedeniyle yarım kalan sağlık turizmi projelerini birbir hayata geçirmeyi hedefliyor.
SAĞLIK TURİZMİ ATAĞI
İngiltere, Almanya başta olmak üzere; Avrupa ülkelerine sağlık turizmi kapsamında birçok proje sunan hastane, sağlık hizmetlerinde VIP hizmet dönemine geçiş için gün sayıyor. Başhekim Dr. Cem Mutlu, turizm sağlığı ve sağlık turizmi çalışmaları hakkında da bilgiler aktardı. Antalya’nın sağlık turizminde marka olabileceğinin altını çizen Dr. Cem Mutlu, “Sağlık turizmi ile ilgili çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. 2019 yılında KOVİD salgını nedeniyle çalışmalarımıza zorunlu ara vermek durumunda kaldık. Sağlık turizmiyle ilgili girişimlerimiz, iş geliştirme planlarımız, beklentilerimiz doğrultusunda gidiyor. İnsan kaynağı yapılanmamızı, hastanemizin kuruluşundan bugüne, sağlık turizmine göre kurgulamıştık. Hastane olarak, teknolojinin bütün imkânlarını en üst seviyede kullanmak ana önceliklerimiz arasında yer alıyor. Hastanemizin açıldığı günden bugüne tam 10 yıl geçti. Bu kapsamda odalarımızın yeniden yapılanmasından başlayarak, tüm alt yapımızı sağlık turizmi için en uygun hale getirmek istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.
TÜRK HEKİMLERİN BAŞARISI AVRUPA’NIN DİLİNDE!
Avrupa’daki sağlık hizmetlerinin bekleme sürelerine dikkat çeken Dr. Cem Mutlu; Türkiye’deki hekim ve sağlık kuruluşlarının, bu durumu sağlık turizmi açısından fırsata çevirdiğini aktardı. Dr. Cem Mutlu, “Öksürüğü geçmeyen İngiliz hasta, kendi ülkesinde tedavi olamadığı için ülkemizi tercih ediyor. Kendi ülkesinde uzun bekleme sürelerinden dolayı 1,5 yıl süren teşhis ve tedavi süreci, ülkemizde 15 günde sona eriyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DEKİ SAĞLIK HİZMETLERİ, AVRUPA’DAN GERİ DEĞİL”
Avrupa’daki sağlık hizmetlerini Türkiye’deki sağlık hizmetleriyle karşılaştıran Dr. Cem Mutlu; Türkiye’deki hekim ve sağlık kuruluşlarının başarısına dikkat çekti. Dr. Cem Mutlu, “ Şuanda yurt dışında var olan sistem, birinci basamak sağlık sisteminin ağırlıkta olduğu bir sistem. Yurt dışındaki sağlık sistemine kötü diyemeyiz ama teşhis ve tedaviye ulaşmakta zorluklar var. Biz daha hızlı sonuca odaklanıyoruz. Hekimlerimiz ve cerrahlarımız çok yetenekli. Hekimlerimizin tıbbi bilgileri asla onlardan geri değil. Hizmet sunma standardı ve teknoloji alt yapısı konusunda, pek çok alanda daha iyi olduğumuz yerler var. Bu nedenle teşhis ve tedavi süreci, Avrupa’da Türkiye’ye göre uzun ve daha meşakkatli diyebiliriz. Kovid salgını ortaya çıkınca, Avrupa’daki hastaneler bir anda çok sayıda başvuru yapan hastalarla karşı karşıya kaldı. Öyle olunca kişi başına düşen yatak sayısı düşük olan ülkeler, sağlık sistemini birinci basamak sağlık sistemine göre kurguladıkları için sıkıntı yaşadılar. Ülkemizin yatak sayısı hem Antalya hem de Türkiye genelinde Avrupa’ya göre iyi durumda. Bu nedenle ülkemizde KOVİD salgını, Avrupa’ya göre daha başarılı idare edildi. Sağlık Bakanlığımızın talebi doğrultusunda, biz özel sektör olarak elimizden gelen yatırımları yaptık. Bütün hastaneler, Türkiye’de yoğun bakım yatak sayılarını artırdı” ifadelerini kullandı.
“ÖKSÜRÜĞÜ GEÇMEYEN AVRUPALI HASTA, TÜRKİYE’DE TEDAVİ EDİLİYOR”
OFM Antalya Hastanesi Başhekimi Dr. Cem Mutlu, KOVİD’in en yoğun olduğu dönemde bile Avrupalı hastaların Türkiye’yi tercih ettiğini söyledi. Hastalığın yaygın olduğu dönemlerde; yurt dışından estetik, obezite cerrahisi, saç ekimi konusunda çok sayıda hasta kabul ettiklerini aktaran Dr. Mutlu, şöyle devam etti: “ Yazın öksürüğü olan ve geçmeyen bir hasta, kendi ülkesinde çok kısa sürede sonuç alamadığında, ülkemize geldi ve akciğer ve diğer alerji testlerini yaptırdı. Orada 1,5 yılda alabileceği sonucu burada 15 günde çözmüş oldu. Teşhis ve tedavi konusunda, Avrupa’dan çok hızlı ilerliyoruz. Sağlık turizminden önemli olan kazanç değil, güvendir. Antalya’da tedavi olan hastalarımızla tedavi sonrasında bile iletişimimizi kesmiyor, birebir iletişimlerimizi sürdürüyoruz. Bu da turistin ülkemizde sağlık kuruluşlarına güvenmesini ve ülkemizi tercih etmesine sağlıyor.”