Ağrı duyusu şikayetlerin en karmaşığıdır. Gerçek anlamda bir ölçü biriminin olmaması da durumu oldukça karmaşık bir hale sokar. Ağrının kişi tarafından algılanması, bir anatomik yapıdaki sabit sayıda algılayıcı noktalar tarafından yapılır. Bu algılamaya kişinin verdiği reaksiyon ise yüksek beyin merkezlerinde oldukça karmaşık bir şekilde düzenlenir.
Kişinin reaksiyonu sekse, yaşa çevreye, önceden geçirilmiş deneyimlere bağlı olarak farklılıklar gösterir.
Ağrı tedavisinde üç temel yöntem vardır;
1) Ağrıyı meydana getiren nedene yönelik tedavi.
2) Nedenin ortadan kaldırılması olanak dışı vakalarda destek tıbbi ve cerrahi tedavi uygulamaları.
3) Nedeni belli olmayan ağrılarda kişinin (nevralji, kozalji, fantom ağrı gibi) normal fonksiyonlarının devam ettirilebilmesi için tıbbi ve cerrahi tedavi uygulamaları.
Baş ağrısında ağrı nedeni kafa kemik yapısının içinde olabileceği gibi dışında da olabilir. Kafanın içinde, düşünülenin aksine beyin dokusu ağrıya neden olabilecek etkenlerle (temas, sarsıntı, hatta sıkışma gibi) ağrıyı algılamaz. Ancak beyni saran beyin zarları beyni besleyen ve beynin kirli kanını boşaltan kan damarları ve sadece dört adet kafa siniri ağrıya neden olabilecek etkenlerle ağrıya yol açar.
Kafa içinde bu ağrıya duyarlı dokuların itilmesi, gerilmesi, ağrı duyusunun ortaya çıkmasına neen olur. Bu ise kafanın içindeki normal yapıların hacim olarak artmasından (kafa içinde basınç artmasına neden olan kanama, abse, ur ya da su kafa durumları) olabileceği gibi doğrudan adı geçen dokulardan birisine yakın yerleşimli küçük bir patolojik durum da meydana gelebilir.
Kafa içi boşluğu dışındaki yapılarda görülen bozukluklar da ciddi baş ağrısına neden olabilirler. Bunlar arasında sinüzit, görme kusurları, kulak-burun ve boğazla ilgili hastalık durumları, diş rahatsızlıkları sıklıkla baş ağrısı sebebi olarak karşımıza çıkarlar.
Damarsal baş ağrıları migren ve migren dışı damarsal baş ağrıları diye ikiye ayrılabilirler.
Migren, ülkemizde hekim ve hastalarımızın sık olarak ismini kullandıkları ama gerçekte daha seyrek görülmesi gereken bir damarsal baş ağrısı hastalığıdır.Genellikle ilave şikayetlerle (görme kusurları, bulantı,kusma, vs.) birlikte ve kişinin ve kişinin hayatını zorlaştıracak kadar ciddi bir ağrı türüdür.
Migren dışı damarsal baş ağrıları arasında en sık görüleni sistemik tansiyonun yüksek olmasına bağlı baş ağrılarıdır. Bu durumda da ağrı çok şiddetlidir ve tansiyon kişi için normal seviyeye düşürülemeden iyileştirilemez. Bunun yanında alkol alımı, ilaç kullanımı, sürekli solunum yetersizliği, dağlık bölgeler gibi yüksek yerlerde bulunma, diyet uygulamaları, dondurma yemek dahi baş ağrılarına sebep olabilmektedir.
En sık karşılaşılan ağrı nedenlerinden birisi de, baş ve boyuna ait kasların istem dışı kasılmasıdır. Bu tür ağrılarda da sebep olarak tanımlanan adele kasılmaları ortadan kaldırılmadan ağrı düzelmez. Baş ağrısıyla gelen hasta, kendi ağrısını değişik şekillerde ifade edebilir. Örneğin; batıcı, delici, sıkışma, batma, basılma gibi tanımlamalar sıkça kullanılır ve bu ağrı tipleri baş ağrısının nedenini de işaret etmesi açısından önemlidir.
Ağrı tipi yanında süresi, en çok ağrıyan baş bölgesi, ağrıyı artıran faktörlerin varlığı (organik, sosyal, psikolojik) ve ağrıya refakat eden fonksiyon bozukluklarının var olup olmaması da ağrı nedeni hakkında fikir verebilecek önemli ipuçlarıdır.
Hasta açısından en önemli olay, ağrının geçirilmesidir. Ancak, hekim için ağrının geçirilmesinin yanısıra ağrıya sebep olan durumun ortadan kaldırılması ve ağrının tekrarlama ihtimalinin yok edilmesi daha da önemli olmalıdır. Bunun için de gerekiyorsa tüm araştırmaların yapılması ve sonuca göre ilaç ve hatta cerrahi yaklaşımın da göz önünde tutulması uygun olur.