Kireçlenme ya da artroz diz eklem kıkırdağının parlak pürüzsüz yapısı ve buna bağlı eklem fonksiyonlarında bozulma olmasıdır. Sanılanın aksine bir kireç birikmesi değil, eklem kıkırdağında bir kayıp vardır. Kadınlarda daha sık görülür.
İki çeşit gonartroz vardır:
Primer: Sebebi belli değildir. Genelllikle genetik faktörler, yaşlanma ve kilo fazlalığı nedeniyle olur.
Sekonder: Bilinen bir neden sonrası hemen hemen her yaşta olabilecek bir durumdur. Özellikle romatizmal ve iltihabi hastalıklar sonrası, eklem içi kırıklar sonrası, tedavi edilmeyen menisküs ve çapraz bağ hastalıkları sonrası oluşur.
Gonartrozda çeşitli belirtiler:
Ağrı: En çok oluşan ve hastayı hekime getiren ağrıdır. Ağrı başlangıçta özellikle yürüyüş sonrası ve uzun süre ayakta kalınca oluşur. Dinlenmek ve basit ağrı kesiciler ile geçer. Hastalık ilerleyince ağrının şiddeti artar; daha kolay oluşmaya başlar ve daha zor geçer. Hastaların sosyal hayatlarını etkilemeye başlar. Ağrı, özellikle dizlerin iç kısımlarında olur.
Dizlerde şişmeler ve şekil bozukluğu: İlerlemiş hastalarda dizlerde içe doğru eğilmeler başlar.
Dizlerde ses çıkması: Kireçlenmenin ilerlediği hastalarda, hareket sırasında sesler çıkmaya başlar.
Hastalığın tanısı:
Dizde kireçlenmenin tanısı muayene, ayakta çekilmiş diz filmleri ve bazen de MRI ile koyulur.
Tedavi: Kireçlenmede en doğru tedavi hastanın şikayetlerini geçiren, hayat standardını normal seviyeye getiren en basit tedavi olmalıdır.
Tedavi seçenekleri:
* Kilo verilmeli
* Egzersiz – yürüyüş: Dizleri zorlamayacak, ağrı oluşturmayacak kadar yapılan yürüyüş, bisiklet kullanmak gibi egzersizler faydalıdır. Kısa süre yürümeyle bile ağrı oluyorsa salon bisikletleri ile spor yapmak alternatiftir.
* Ağrı kesici ilaçlar: Bu ilaçlar hekime danışılıp alınmalı ve özellikle mide şikayetleri gibi yan etkileri oldukları unutulmamalıdır.
* Kaplıcalar: Özellikle yüksek tansiyon hastalığı ve kalp damar sistemi hastalıkları olmayan hastalar kaplıca tedavilerinden fayda görebilir. Ancak bu uygulamalardan önce tıbbi kontrolden geçilmelidir.
* Glukozamin ve kondroitin preparatları: Özellikle son yıllarda kullanımları artmıştır. Kıkırdak kaybını azalttıkları ve kısmen de olsa onarım sağladıkları bilinmektedir.
* Eklem içi sıvı enjeksiyonları: Bu preparatların da kullanımı son yıllarda artmıştır. Doğal eklem sıvısına benzerdirler. Sıvı enjeksiyonu da uygun hastalarda iyi sonuçlar vermektedir. Ancak etkileri geçicidir. Yaklaşık 9-12 ay sürer.
* Eklem içi kortizon uygulamaları: Ağrıyı kontrol ettikleri için 2- 3 kez uygulanabilir.Ameliyata kadar hastada rahatlama sağlarlar.3 defadan fazlası önerilmemektedir.
* Cerrahi tedaviler: Artroskopik tedaviler ve diz protezi uygulamaları yapılmaktadır.
Fazla ilerlememiş olgularda artroskopik tedaviler iyi sonuçlar verebilir; ancak bu hastalık ilerleyen bir süreç olduğu için bir süre sonra şikayetler tekrarlayabilir.
Daha ileri safha hastalarda açık ameliyatlar yapılmaktadır. Diz eklem yüzlerinin değiştirildiği total diz protezi uygulamaları en sık yapılır. Diz eklemini oluşturan üstteki ve alttaki kemiğin tamamının metal yüzeylerle değiştirildiği bir ameliyattır. Özellikle 65 yaş ve üzeri hastalarda rahatlıkla uygulanmaktadır. Uygun cerrahi yöntemler, protezler ve yoğun bir fizyoterapi ile tama yakın eklem hareketi sağlanmaktadır. Bazen şikayetler çok fazla ve diğer tedaviler işe yaramıyor ise daha genç yaştaki bireylerde de yapılmaktadır.
Son yılarda daha genç ve hastalığı fazla ilerlememiş hastalarda sadece kireçlenen bölgenin değiştirildiği kısmi (unikondiler) diz protezleri de yapılmaktadır.